SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L VUDU’

<< 134 >>

باب: الماء الذي يغسل به شعر الإنسان.

33. Kişinin Saçını Yıkamak İçin Kullandığı Su

 

-وكان عطاء لا يرى به بأسا: أن يتخذ منها الخيوط والحبال. وسؤر الكلاب وممرها في المسجد، وقال الزهري: إذا ولغ في إناء ليس له وضوء غيره يتوضأ به. وقال سفيان: هذا الفقه بعينه، يقول الله تعالى: {فلم تجدوا ماء فتيمموا} /المائدة: 6/. وهذا ماء، وفي النفس منه شيء، يتوضأ به ويتيمم.

Ata, insan saçlarından İp ve urgan yapılmasında bir sakınca görmezdi. Yine o köpeğin artığında ve mescitte geçtiği yerde de bir sakınca görmezdi {bunların necis olduğunu düşünmezdi).

Zührî şöyle demiştir: "Köpek bir kaptaki sudan içtiğinde, şayet abdest alacak başka su yoksa bu su ile abdest alınır."

Süfyan-ı Sevrî şöyle demiştir: Bu fıkhın ta kendisidir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur; "...su bulamazsanız teyemmüm ediniz".[Maide, 6] Burada su vardır. Ancak kişi bunun temiz olup olmadığından şüphe etmektedir. Bu durumda hem bu su ile abdest alır, hem de teyemmüm yapar.

 

AÇIKLAMA:     Bölüm başlığı "insanın başını yıkamak için kullandığı suyun hükmü" anlamı­na gelmektedir. Buharî bunun hükmünün temizlik olduğuna işaret etmektedir. Çünkü gusül yapan kişinin gusülde kullandığı suya saçından kıllar düşebilir. Şayet bu kıllar necis olsaydı, suya düştüğünde suyu da necis yapardı. Hz. Peygamber'in gusül yaparken bundan sakındığı nakledilmemiştir. Aksine o, ileride geleceği üzere saç diplerini ovalardı. Bu, çoğunlukla bazı kılların kopmasına yol açar. Bu da içine insan saçı düşen suyun temiz olduğunu göste­rir. Bu, alimlerin çoğunun görüşüdür.

 

Eti yenmeyen, boğazlanmış hayvanın kıllarına gelince bu konuda görüş ay­rılığı bulunmaktadır. Görüş ayrılığının temelinde de şu husus vardır: Kıl şayet canlı ise hayvanın ölümüyle necis olur, canlı değilse necis olmaz. Şafiîler'de da­ha sahih kabul edilen görüşe göre, kıl hayvanın ölmesi ile necis olur. Alimlerin çoğunluğu buna muhalif görüş belirtmişlerdir.

 

Süfyan-ı Sevrî ayetin genel ifadesini esas almayı "fıkıh" olarak nitelemiştir. Bu da ayette yer alan "su bulamazsanız" ifadesidir. Çünkü bu olumsuz cümlede belirlilik takısı almamış bir kelime olduğundan tahsis edildiğine dair bir delil bulunmadıkça genellik ifade eder.

 

Köpeğin yalaması ile kaptaki suyun necis olması, ilim ehlinin ittifakla kabul ettiği bir husus değildir. Bu sebeple Süfyan kendi görüşü olarak ihtiyaten teyemmüm almayı da eklemiştir.

 

Bazı imamlar "böyle bir durumda kişinin bu suyu döktükten sonra teyemmüm alması daha evladır" demişlerdir.   ---Doğrusunu Allah bilir.

 

حدثنا مالك بن إسماعيل قال: حدثنا إسرائيل، عن عاصم، عن ابن سيرين قال:

 قلت لعبيدة: عندنا من شعر النبي صلى الله عليه وسلم، أصبناه من قبل أنس، أو من قبل أهل أنس. فقال: لأن تكون عندي شعرة منه أحب إلي من الدنيا وما فيها.

 

[-170-] (Muhammed) ibni Sîrîn şöyle demiştir: Abîde'ye şöyle dedim: "Elimizde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (saç veya sakal) kıllarından var. Biz Enes (veya Enes'in ailesi) aracılığı ile bunu elde ettik".

 

Abide şöyle dedi: "Benim elimde O'ndan şefe bir kılın bulunması benim için dünyadan ve dünyadakilerden daha sevimlidir.

 

 

حدثنا محمد بن عبد الرحيم قال: أخبرنا سعيد بن سليمان قال: حدثنا عباد، عن ابن عون، عن ابن سيرين، عن أنس:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لما حلق رأسه، كان أبو طلحة أول من أخذ من شعره.

 

[-171-] Enes r.a.'in bildirdiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem başını tıraş ettirince onun saçının kıllarından alan ilk kişi Ebu Talha oldu.

 

 

AÇIKLAMA:     Buharî bu eseri nakletmekle, Ebu Talha'nın elde ettiği saç kılının onun aile­sinde kaldığını, sonra da onların azatlılarına geçtiğini belirtmek istemiştir. Çünkü Muhammed'in babası Sîrîn, Enes İbn Malik'in azatlısı idi. Enes ise Ebu Talha'nın üvey oğlu idi.

 

Bu hadisin konu aleyhi ve başlığı ile ilgisi şudur: Saç kılı temizdir. Şayet öyle olmasaydı Hz. Peygamber'in saç kılını saklamazlardı ve Abîde kendisinde onun bir saç kılı bulunmasını istemezdi. Saç kılı temiz olduğuna göre, bu saç kılını yıkamada kullanılan su da temizdir.

 

Ebu Talha el-Ensarî , Enes'in annesi olan Ümmü Süleym'in kocası idi.

 

Bu hadisi Müslim, İbn Sîrîn'den şu lafızla rivayet etmiştir: Nebi (s.a.v.) şeytan taşlayıp kurbanını kestikten sonra berber onun saçının sağ tarafını kesti. Sonra Hz. Peygamber Ebu Talha'yı çağırarak saç kıllarından ona verdi. Sonra berber saçın sol tarafını kesti. Hz. Peygamber sol tarafın kıllarından da Ebu Talha'ya vererek şöyle buyurdu: "Bunları insan­lara dağıt.[Müslim, Hac, 56. (Çev.)]

 

Hadislerden Çıkan Bazı Sonuçlar

 

Nevevî şöyle demiştir: Bu hadis, başı tıraş etmede sağdan başlamanın müstehap olduğunu göstermektedir. Bu, Ebu Hanife hariç alimlerin çoğunluğu­nun görüşüdür.

 

İnsan kılı temizdir. Alimlerin çoğunluğu bu görüştedir, mezhebimizde (Şafiîlerde) sahih olan görüş de budur.

 

Nebi s.a.v.'in saç kılı ile teberrük etmek ve bunu edinmek caizdir.

 

-Atiyye ve hediye konusunda sahabe arasında paylaşım söz konusudur.

-Ben (İbn Hacer) de derim ki: Paylaşım eşitliği gerektirmez.

-Bir şeyi başkasına dağıtmayı üstlenen kişiye başkalarından daha fazla ve­rilebilir.